Netanyahu’dan Gazze’de ‘kalıcı işgal’ açıklaması, Hamas’tan ‘sürgün’ iddiasına ret

İsrail’in abluka altındaki Gazze Şeridi’ne Hamas’ın ‘Aksa Tufanı’ saldırısının ardından 7 Ekim’de başlattığı saldırılar 97’inci gününde devam ediyor. İsrail’e ait savaş uçaklarının, İsrail’in halktan sığınmasını istediği Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah ve Han Yunus kentlerine düzenlediği saldırılarda en az 12 Filistinlinin öldüğü açıklandı.

AA’nın yerel kaynaklardan aktardığına göre, İsrail savaş uçakları, Han Yunus’un batısındaki El Muasker bölgesinde Ebu Namus ailesinin evine hava saldırısı düzenledi. Saldırıda yedi kişi yaşamını yitirdi, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 25 kişi yaralandı. İsrail savaş uçaklarının Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah kentinin kuzeyinde bir ev ve yerinden edilenlerin barındığı bir yere düzenlediği hava saldırısında da beş kişi öldü, çok sayıda kişi yaralandı. İsrail topçu birliklerinin Refah’ın kuzeydoğusundaki Es Sevabite bölgesini hedef alması sonucu da çok sayıda kişinin yaralandığı bildirildi.

NETANYAHU: GAZZE’Yİ KALICI OLARAK İŞGAL ETME NİYETİMİZ YOK

İsrail’in saldırıları devam ederken, İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki halkı yerinden etme ve bölgeyi işgal etme niyetinde olduğu iddialarına Başbakan Benjamin Netanyahu’dan yanıt geldi.

İsrail Başbakanlık Ofisi’nin resmi X (eski adıyla Twitter) hesabından yapılan paylaşımda, Netanyahu’nun açıklamasına yer verildi. Buna göre, Netanyahu, “Birkaç noktayı netleştirmek istiyorum: İsrail’in Gazze’yi kalıcı olarak işgal etme ya da sivil halkı yerinden etme niyeti yoktur. İsrail, Filistin halkıyla değil, Hamas teröristleriyle savaşıyor ve bunu uluslararası hukuka tam olarak bağlı kalarak yapıyor” ifadelerini kullandı.

‘SİVİL KAYIPLARI EN AZA İNDİRMEK İÇİN ELİMİZDEN GELENİ YAPIYORUZ’

Hamas’ın sivilleri ‘canlı kalkan’ olarak kullandığı iddialarını yeniden dile getiren İsrail Başbakanlık Ofisi de İsrail Savunma Kuvvetleri’nin (IDF) sivil kayıpları en aza indirmek için elinden geleni yaptığını savundu. İsrail ordusunun broşürler dağıtarak, telefon açarak ve güvenli koridorlar oluşturarak sivillerden savaş alanlarını terk etmelerini istediğini söyleyen Başbakanlık, Hamas’ın sivilleri gitmekten alıkoyduğunu ileri sürdü.

Netanyahu da “Hedefimiz Gazze’yi Hamas’tan temizlemek ve rehinelerimizi serbest bırakmaktır. Bu gerçekleştirildiğinde Gazze silahsızlandırılıp köktencilikten arındırılabilir, böylece İsrail ve Filistinliler için daha iyi bir gelecek olasılığı yaratılabilir” diye konuştu.

İSRAİL BASINI: BLINKEN ‘HAMAS’I ORTADAN KALDIRMAK İMKANSIZ’ DEDİ

Öte yandan, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın 7 Ekim’den bu yana Orta Doğu’ya yaptığı 4’üncü ziyaret kapsamında İsrail’de gerçekleştirdiği temaslarda, İsrailli yetkililere ‘Hamas’ı tamamen ortadan kaldırmanın imkansız olduğunu’ söylediği iddia edildi.

Kanal 13 Televizyonu’nun haberinde, Blinken’ın Savaş Kabinesi ile yaptığı toplantıda, “Gazze’deki savaşın ertesi günü (sonu)” vizyonu olarak ABD’nin iki devletli çözümü uygulama talebini ilettiği aktarıldı. Blinken’in bakanlara, “Sizin istekleriniz olduğu gibi Filistinlilerin de istekleri var. Bunu kabul etmelisiniz” dediği belirtilen haberde, buna karşılık İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer’in Batı Şeria’daki Filistinlilerin yüzde 85’inin Hamas’ın 7 Ekim’de düzenlediği saldırıyı desteklediğini söylediği belirtildi.

Habere göre, İsrailli üst düzey yetkililer, Blinken’in “İki devletli çözüm bir vizyon olarak sunulmazsa İsrail, siyasi olarak ilerlemeyecek. (Normalleşme meselesinde) Suudi Arabistan’la bile” şeklinde mesaj verdiğini aktardı. Blinken’in İsrail Savaş Kabinesi’ndeki bakanlara ayrıca “Hamas’ı tamamen ortadan kaldırmak imkansız.” dediği ifade edildi. Habere ilişkin İsrail ya da ABD’den herhangi bir açıklama yapılmadı.

HAMAS’TAN ‘SÜRGÜN’ İDDİALARINA YALANLAMA

Gazze’de yeni bir geçici ateşkes ve rehine takası anlaşması iddiaları basına yansırken, Hamas, maddelerinden birinin Hamas liderlerinin Gazze’den çıkmasını içeren ve Katar tarafından ortaya konan yeni bir girişim başlatıldığı yönündeki iddiaları yalanladı.

Hamas’ın liderler kadrosundan Usame Hamdan, Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta düzenlediği basın toplantısında, “İlkesel olarak bu türden bir girişim yoktur” ifadelerini kullandı. “Halk toprağını terk etmediyse, halkı savunan direniş nasıl olur siz düşünün?” diyen Hamdan, direnişin silahsızlaştırılması düşüncesinin gerçekleri idrakten kaynaklanmadığı gibi direnişin toprağından ayrılmasının da bir yanılsamadan ibaret olduğunu söyledi.

Hamdan, medyanın bu girişimle ilgili sözlerinin sokağın öfkesini ve hiç umursanmadan işgal güçlerinin eliyle evlatlarının öldürüldüğüne tanık olan ailelerin öfkesini dindirmek için yürütülen bir dezenformasyon ve aldatmaca operasyonu olduğunu dile getirdi.

Gazze’ye saldırıların tam olarak son bulmadan herhangi bir esir takasının kabul edilmeyeceğinin altını çizen Hamdan, şu ana kadar herhangi bir girişimden söz edilmediğini ve pozisyonlarını koruduklarını arabuluculara net bir görüşle sunduklarını kaydetti.

İsrail basını, Katar’ın Tel Aviv’e Gazze’deki İsrailli esirlerin aşamalı serbest bırakılması karşılığında Hamas liderlerinin Gazze’den sürgüne gönderilmesi ve İsrail ordusunun bölgeden tamamıyla çekilmesini içeren yeni bir teklif sunduğunu öne sürmüştü. Kanal 13, teklifte, Hamas’ın elindeki İsrailli esirleri kademeli olarak serbest bırakması karşılığında İsrail ordusunun Gazze’den tamamen çekilmesi maddesinin yer aldığını belirtmişti.

GUARDIAN: İSRAİL’İ DESTEKLEYEN KONGRE ÜYELERİ DAHA FAZLA BAĞIŞ ALDI

ABD’nin 7 Ekim’den bu yana İsrail’e yönelik desteği de tartışılmaya devam ederken, İngiltere’nin the Guardian gazetesi, ‘Gazze savaşının başında İsrail’i daha fazla destekleyen ABD Kongre üyelerinin son seçimde İsrail yanlısı bağışçılardan Filistin yanlısı Kongre üyelerine nazaran ortalama 100 bin dolar daha fazla bağış aldığını’ ortaya koyan bir araştırma yayınladı. Gazetenin araştırmasına göre, daha fazla para alanlar çoğunlukla ABD’nin askeri destek sağlamasını talep etti ve İsrail’in Gazze’ye saldırılarını destekledi.

Gazetenin seçim kampanyaları verilerine dayanarak yaptığı analizde, Kongre üyelerinin İsrail veya Filistin’i destekleyip desteklemediklerini belirlemek için 2023’te 7 Ekim’den kasım ortasına kadar medyaya yaptıkları açıklamalar, X (eski adıyla Twitter) hesapları ve ABD Başkanı Joe Biden’a yazdıkları mektuplar incelendi.

Analize göre, yüksek meblağlarda bağış alanların, çoğunlukla ABD’nin Tel Aviv’e askeri desteğinin sürdürülmesini talep ediyor ve İsrail’in Gazze’ye saldırılarını destekliyor. Verileri inceleyen bazı kampanya finansmanı uzmanları da bağışların, Kongrenin İsrail’e verdiği ‘ezici desteğin’ artmasına yardımcı olduğunu savunuyor.

İSRAİL’İ DESTEKLEYENLER 125 BİN, FİLSİTİN’İ DESTEKLEYENLER 18 BİN ALDI

Kongre üyelerinin yaklaşık yüzde 82’si Ekim 2023’ten Kasım 2023’e kadar İsrail’e desteğini artırırken, sadece yüzde 9’u Filistin’i daha yoğun destekledi. Analize göre İsrail’i destekleyenler olarak sınıflandırılan Kongre üyeleri son seçimlerinde ortalama 125 bin dolar alırken, Filistin’i destekleyenlere ortalama 18 bin dolar bağış yapıldı.

Chicago Üniversitesi Siyaset Bilimi Profesörü ve “İsrail Lobisi” kitabının yazarlarından John Mearsheimer, analize ilişkin yaptığı açıklamada, bulguların ABD’nin İsrail’e yönelik politikası üzerinde ‘derin etkileri’ olduğunu söyledi. Mearsheimer, “Eğer Kongre’yi gerçekten güçlü şekilde belirli bir yöne iten bir lobi olmasaydı, ABD Kongresinin Gazze’deki savaş konusundaki tutumu temelden farklı olurdu” ifadesini kullandı.

Analize göre, Kongre üyelerinin yüzde 93’ü Washington’un İsrail’e askeri yada mali destek vermesini isterken, yüzde 81’i İsrail’in Gazze’ye saldırılarını destekledi. Kongre üyelerinden yüzde 17’si İsrail’i eleştirip ateşkes çağrısında bulunurken, yüzde 17’si de 7 Ekim’in İsrail’in yıllardır Gazze’ye uyguladığı abluka ve işgali nedeniyle gerçekleştiğini savundu. Buna göre, Kongre, İsrailli sivil kayıplara Filistinlilerden daha fazla yakınlık duyuyor ama Kongre üyelerinin sivil kayıplara ilişkin açıklamalarını para değil parti politikaları belirliyor.

‘BİR ADAYA TLAIB’E KARŞI YARIŞMASI İÇİN PARA TEKLİF EDİLDİ’

ABD’nin Harvard Üniversitesi’nden Uluslararası İlişkiler Profesörü Stephen Walt, bağışlara ilişkin analizin, İsrail’in Gazze’ye saldırıların nedeninin açıklanmasına yardımcı olduğunu belirterek, “Son on yıllardır İsrail, yerleşim yerlerini genişletmesi gibi kışkırtıcı politikalarını, İsrail yanlısı lobi yardımıyla sağladığı ABD’nin silahları ve politik desteği olmadan gerçekleştirmesi mümkün olmayabilirdi” ifadelerini kullandı.

Walt, İsrail yanlısı lobi gruplarının etkisi nedeniyle ABD’nin BMGK kararlarını desteklemesi, İsrail’e yönelik yaptırım uygulaması veya askeri desteğini çekmesi fikirlerinin ‘tamamen kurgu’ olduğunu anlattı. ‘Seçilmek için Filistin yanlısı bir tutum sergileyen’ Kongre üyeleri John Fetterman, Maxwell Frost ve Raphael Warnock’un söz konusu lobiler tarafından bağış almalarının ardından İsrail yanlısı tavır takındıkları görüldü.

Analiz, ABD halkının aksine çoğu Kongre üyesinin İsrail’i desteklediğini ortaya koyarken, Kongre üyelerinin yüzde 17’sinin İsrail’i eleştirip ateşkes çağrısında bulunduğunu tespit etti. Haberde yer alan iddiaya göre İsrail yanlısı bir bağışçı, sonraki seçimlerde Filistin asıllı Demokrat üye Rashida Tlaib’a karşı yarışması için bir adaya 20 milyon dolar teklif etti. (DIŞ HABERLER)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir