Kaderin, insanların kendi hikayelerini yazdığı boş bir kağıt olduğunu söylerler. Ancak bazen bir futbolcu kendi hikayesini yazmayı arzu eder ve bir dizi sebep nedeniyle bunu başaramaz. Çünkü kader kartları dağıtan kişi, futbolcu ise oynayan kişidir ve bazen belirli bir anda eldeki kartlar beklenildiği gibi çıkmaz. Bu durum, Real Madrid’de az bulunan bir istikrarı arayan ve oynama süresinin yetersizliği nedeniyle hayal kırıklığı yaşayan, kapıyı çalma sabrı ve kararlılığı gösteremeyen Martin Odegaard için geçerli. Şimdi, Odegaard’ın hikayesinin bir benzerini yaşamamak adına alarm zilleri çalan yeni bir oyuncu göz önüne geliyor: Arda Güler.
Arda Güler, Marca’nın internet sitesinde birinci haber olarak manşete taşındı.
Herkesin konuştuğu ‘harika çocuk’ Arda Güler’den bahsediyoruz. Sadece 18 yaşında olan ve Fenerbahçe’de oynayan bu genç futbolcu, Süper Lig’de tam anlamıyla bir fenomen haline geldi. Genç yetenek, erken yaşında tüm kapıları açmayı başardı ve Avrupa’nın büyük kulüpleri (17,5 milyon Euro’luk serbest bırakma maddesi nedeniyle) onunla anlaşma sağlama yarışına girdi.
Özellikle sezona muhteşem bir final yapması, Real Madrid, Barcelona, Milan, Sevilla, Salzburg ve Leipzig gibi kulüpler arasında Avrupa’nın en umut verici genç oyuncusunu transfer etmek için amansız bir savaşı tetikledi.
Ancak Real Madrid yönetimi, Arda’nın transferine olumlu bakarken, bir diğer ‘Odegaard vakası’ yaşanabileceği konusunda alarm zilleri çalmaya başladı.
Büyük umutlarla Real Madrid’e transfer edilen Martin Odeagaard, A takımla sadece 11 maçta forma giyebildi.
ARDA GÜLER TRANSFERİNİN ARTILARI
1- En önemlisi, Real Madrid bu oyuncuyu gerçekten çok beğeniyor. Bir futbolcunun izini sürmekte olan ve futbol dünyasındaki en büyük yeteneklerden biri olan Real Madrid’in ilgisinden daha iyi bir artı yok. ‘Highlights’ videolarıyla interneti kasıp kavuran Arda, büyük bir ilgi çekiyor.
2- Futbolun son dahilerinden biri olması. Futbol, hızla, topa hakim olan ve dar alanlarda bile oyun zevkini sürdürebilen bu tür oyuncularını kaybediyor. Savunma ağlarını çalımlarla çözebilen futbolcular, ve bu konuda Türk yetenek Arda Güler, giderek daha çok taktiksel hale gelen futbolu dengelemek için bu yeteneği savunuyor.
3- Ayrıcalıklı bir sol ayağa sahip olması… Ve bu özelliğiyle Leo Messi’ye çokça benzetilmiş olması (tabii ki adımlarını sakin atmalı…). Arda, çok yönlü bir futbolcu, top kontrolü mükemmel… Son metrelere yaratıcılık katıyor. Ayrıca, Güler sol kanatta da oynayabiliyor ve genç yaşına rağmen çok deneyimli (Fenerbahçe’de 51 resmi maç ve Türkiye A Milli Takımı’nda 4 maç).
ARDA GÜLER TRANSFERİNİN EKSİLERİ
1- En önemlisi: Başka bir ‘Odegaard vakası’ndan korkuluyor. Türk yıldız, yaş ve pozisyon olarak Arsenal’in orta saha oyuncusu Odegaard’ın Real Madrid’deki durumuyla aynı pozisyonda. Fırsatlar az ve Real Madrid’in tempolu oyun yapısı, transferini sorgulanabilir hale getiriyor. Odegaard, Real Madrid’de olması gereken fakat olamayan bir oyuncu… Ve Arsenal formasıyla İngiltere futbolunun şu anki liderinin rehberi haline geldi. Zaman, Real Madrid’in haklı olduğunu gösterdi. Norveçli oyuncu kaliteyi fazlasıyla barındırıyordu, ancak sorun, Real Madrid’in sınırlı kadro hanesinde yer bulmanın çok zor olmasıydı. Bu yüzden Real Madrid’in sorduğu soru çok basit: Odegaard Real Madrid’de neden başarılı olamadı?
2- Bir ’10 numara’ olmanın zorluğu, özellikle Real Madrid’in bu pozisyonu kullanmadığı bir dönemde. Arda Güler, Real Madrid’in düzeninde zorluk yaşayabilir… Brahim Diaz’ın geri dönüşü, bu transferin gerçekleşmesi için başka bir engel oluşturabilir. İki oyuncunun da profili çok benzer: topa hakim, hücum bölgesinin çeşitli alanlarında kalite sergileyebilen sihirbazlar, ancak şu an bu alanlar zaten dolu ve ikisini aynı takımda bulundurmanın çok mantıklı olmayacağı düşünülüyor.
